16 Kasım 2014 Pazar

Affetmek ve Kale!

Affetmek! Herkesi affedebilirsiniz... Hatta size karşı en büyük kazıkları atmış insanı, sizi en ummadığınız anda sırtınızdan hançerleyen kişiyi, Kötü sözlerle ruhunuzu yaralamış bir ruhsuzu bile belki...



Fakat insanoğlu kendini asla affetmez. İçinde bir yerlere atar, hiç olmamış gibi davranır, yaptıklarını unutmak ister ama onlar hep bir yerde karşısına çıkar. Vicdandır belkide bizim hatalarımızı unutmamamızı sağlayan! Eski Mısır inanışında ölen insanlar Ma'at gözetiminde Osiris'in mahkemesine çıkarılırdı ve terazide ölenin kalbinin karşısına bir tüy konulur. Kalbin ağırlığına göre iyi veya kötü biri olduğu anlaşılırdı.

İşte kalbin ağırlığına, vicdanın ağırlığı diyorum. İnsanın kalbi rahatsa yaptıklarından, hiç bir pişmanlığı yoksa ruhu özgürdür, lakin en ufak bir pişmanlık terazinin yanlış tarafında ağır basar.


Biz kendi cehennemimizi içimizde taşıyoruz aslında, gittiğimiz her yerde. Attığımız her adımda karşımızda beliriyor ve bu beliren ise bizim en büyük korkumuzdan başka bir şey değil halbuki! Yaşanmış acı olayların yaşanmasını engellemek amaçlı kendi kalemizi savunmaya çekilmemiz. En iyi okçulara sahip bir savunmamız olsa dahi, topu keşfetmiş olan bir başkası gelip o kaleyi yerle bir edip, içindeki bütün ganimeti yağmalayabiliyor. Kalpler de zaten böyle kırılmıyor mu?

Yıkıntıların içinden kurtulanlar kaleyi yeniden inşa etmeye çalıştıklarında ise tarih sadece tekerrürden ibaret oluyor...




Tabi ki diğer en büyük yanlışımız, kabusumuz kendi kendimize verdiğimiz sözleri tutmamamız. O hayaller, yapılan listeler, amaçlar teker teker silinip insanın bütün ilerleme hedefi kendi zihninden çıkarıldığında ve bunu yapan düşmanın kişinin kendisi olduğu fark ettiği anda tüm enerjisi damarlarından çekilip kader denilen ve hiç bir gerçekliği olmayan bir hikayeyi kendilerine benimsedikleri an insan kendini öldürüyor. Kendi idamına gönüllü olarak gidip, giyotinin altına başını koyuyor. İşte o andan sonra insanın ruhu için yapılacak hiç bir şey kalmamıştır.


Unutmamak lazım ki! Bir insana kendisi istemediği sürece yardım edemezsiniz. Öyle birini tanıyorsanız uğraşmayı bırakın. Çünkü siz de kendinizi bir kalede savunmaya çekilmiş ve giyotinin ipini elinizde tutuyor bulabilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder